4 Haziran 2007 Pazartesi

Ortalama 1,5 kilo

Durmadan çalan telefonlar, susmayan insanlar, sırtına doğru acımasızca soğuk veren klima, kendini rahat hissetmediğin bir koltuk ve içtiğin dandik sigaranın boğazında bıraktığı çelimsiz tat.

Bunlarla belirli bir süre yaşamak bile insanı benliğinden uzaklaştırıp, olmak istediği ama verdiği tavizlerden dolayı bir türlü ulaşamadığı hayallerinden soğutuyor, bir gün önceden güneş gelmesin diye kapanan perdemsi şeyler şuan seni karanlığa boğuyor. Beyaz ışıktan nefret ediyorum, geniş alanlardan, topuklu giyip elinde a4 kâğıdı ile çevresinde durmadan turlayan insanlardan da.

Kendime mektup yazmak istiyorum!

Beni uzaklara çağıran bir mektup, nerden geldiğini bilmediğim, kimin yazdığını tahmin bile edemeyeceğim biri bana mektup yazıyor. Mutlu olduğu yerde beni de görmek istediğini, aslında her şeyin çok güzel olduğunu ama bensiz yapamadığını belirten bir mektup gelse kaçmaya hazır bünyemin sınırsız hayallerine!



Gitsem oraya;

Saat 10:15 gibi uyanıp hafif yağmur damlacıklarının panjura vurduğu grimsi havada balık tutan insanların sakinliğini görüyorum. Cattle daki kaynayan su dikkatimi toparlamamı sağlıyor, işte en zevk aldığım anlardan biri, kahvenin sıcaklığını ağzında döndürürken sigarandan aldığın o derin nefes. Oksijene ihtiyacı olan bünyemi neden böyle zehirliyorum! Belki sigara o kadar kötü bir şey değil, olabilecek faydaları gizleniyor olabilir, an itibari ile buna inanıyorum.

Kafamın boşluğu başımı döndürüyor, temiz havanın ortasında. Üstüme bol gelen kazağımın kollarını hafifçe yukarı çekiyorum ve hava o kadar aydınlık ki gözlerimi kısıyorum görmek için.

Bastırılamayan duygularımızdan uzak, komplekslerimizden arınmış oluşabilecek özürlerimizin normal gözüktüğü, değerlendirme kriterlerinin 1,5 kiloluk bir organın hissiyatında geliştiği hayallerimin dünyasından size el sallıyorum! Görüyormusun?

1 Comment:

Adsız said...

tarzını sevdim. takipteyim...