Hafifmeşrep bir şekilde, rayların üzerinde salınarak giden bir trenin 3 numaralı vagonunun girişinde oturuyorsun.
Başlıyor....
Yaşadığın yorgunluk, geçirdiğin hafta sonunun iyi geçtiğine işaret Uykusuz bir gecenin sabahında yola çıkıyorsun. Market’ten yeni adlığın titreşimli diş fırçası uykunu açmış. Metroda hafta sonu çalışmakla yükümlü insanların soğuk bakışlarını seziyorsun, gözleri açık ama ruhları kapalı. Bindiğin tren seni başka bir şehre, kokusunu hissedeceğin vücutlara götürüyor.
Yolculuklar düşündürüyor insanı, belki lotodan tutturacağın paranın hayali belki ıslak vücutların fantezisi, belki kulağında çalan müziğin seni götürdüğü hayaller âlemi.
Normal olmayan bahar sıcaklığında sırtında ortaokuldan kalma çanta ile şehir seni arasına kabul ediyor.
Yabancısı olduğun bu topraklara alışmak, migros sepetindeki biraların alkol oranları ile aynı paralelde gidiyor.
Belki farkında değilsin, normal insanların gündelik yaşamlarını hangi kafa ile yaşadıklarını, belki herkes - sokakta gördüğün normal insanlar - senin gördüğün gibi değil, ama bunun karmaşası hiç umurunda değilmiş gibi duruyorsun.
Acaba beyninin %4’ten fazlasını kullanan birisi varmıdır? Varsa hangi içki buna onu yapıyor?
Her şey güzel geçiyor, anlık düşüncelerinde, Giriş – Gelişme – Sonuç prensibini kuramıyorsun kafanda, boşlukta geçiyor o saatlerin ve uyanıyorsun, ilk kez sarıldığın o tenin kucağında…
Ertesi güne başlıyorsun artık, dünden kalan kafanın yan etkisi var boşluğa bakan gözlerinde, artık hiç normal olmayacaksın sızmanın verdiği huzura kadar, ve aynı şehirde adresini değiştiriyorsun bu sefer, hem cinslerinle yaptığın müzik, futbol muhabbeti huzur veriyor bünyene,bu sefer eminsin damarlarında dolaşan şeyin 6. element olduğundan.
Etrafa saçılan samimi gülüşler var bir dolu müzikle beraber, artık tamamen bilinçaltındaki objelerin varlığını hissediyorsun, 02.30’da kalkacak olan trenin, seni nüfuz bulduğun evine götürecek…

Sadece gittiğin rayların varlığını da hissetmiyorsun o karanlık vagonda, durup düşünebildiğin kendine sorabileceğin soruların cevaplandığı terapi seansları gibi, biraz deli biraz normal. Ama düşünüp de bulamadığın cevaplar burada da karşına çıkıyor,
Doğmanın ve ölmenin doğal olduğu o duygusuz dünya ‘da,
Yapayalnızsın şimdi, İçtenliğin sana huzur veriyor, rayların çıkardığı seslere eşlik ediyor kalp atışların, Soluğunu bulmaya çalışıyorsun istemsizce!
Ve belki yeni bir günün başlangıç saatinde uyumaya çalıştığın trenin, sadece 1 numaralı koltuğunda oturan normal bir insansın…
1 Comment:
yolculuk.insan.yaşam.
Post a Comment